“Yağ içeriği yüksek diyetler, prostat kanseri riskini artırıyor”
“Yağ içeriği yüksek diyetler, prostat kanseri riskini artırıyor”
Doğru haberin adresi.
Sivas Numune Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Ceren Barlas, Yağ içeriği yüksek bulunan diyetlerin prostat kanseri riskini artırdığını söyledi.
Sivas Numune Hastanesi’nde Radyasyon Onkolojisi Uzmanı kendisine fariza fail Dr. Ceren Barlas, 15 Eylül Prostat Kanseri Farkındalık Günü zımnında açıklamalarda bulunurken, prostat kanserinin emcek ve akciğer kanserinden sonradan 3. sıklıkta tanıdık malign tümörü bulunduğunun altını çizdi.
Sadece koca kanser olaylarına bakılınca prostat kanserinin 1. tam toprak aldığını tamlayan Uzm. Dr. Ceren Barlas, “Prostat adenokarsinomu, emcek ve akciğer kanserinden sonradan 3. sıklıkta tanıdık malign tümördür. Sadece beylerdeki kanser olaylarına bakılınca ise prostat kanseri 1. tam toprak almaktadır. Hastalığın ağır seyirli doğası ve tedavilerdeki başarılar sebebiyle sağkalım oranları yüksektir. 50 gözyaşı boyun beylere salname PSA kontrolü ve rektal temas ile yoklama önerilmektedir” dedi.
“Risk faktörlerine nazarıitibar edilmeli”
Lif içeriği yüksek ve yağ payı az diyetle sönümsüz adamların prostat kanseri riskinin azaldığını yayınlayan icraat olduğuna yer veren Uzm. Dr. Barlas, “Risk faktörü kendisine derinlemesine devamlı androjen maruziyeti, doğacak yaş, soy ve fasile hikâyesi toprak almaktadır. Diyet, gövde kütle indeksi ve sedanter hayatın da prostat kanseri etyolojisinde sansasyonel olabildiği düşünülmektedir. Yağ içeriği yüksek diyetler, prostat kanseri riskini artırabilir. Bazı çalışmalarda, tel içeriği yüksek ve yağ payı az diyetle sönümsüz adamların prostat kanseri riskinin azaldığını göstermiştir. Soya fasulyesinde mevcut biraz nebat pigmentinden bir tanesi bulunan izoflavonlar, prostat kanserine üzerine esirgeyici olabilecek cılız östrojenik ve antioksidan etkilere ehil müşterek çeşit fitoöstrojen bileşiğidir. Diğer müşterek esirgeyici besin, diyetteki karotenoidler ortada en çelimli antioksidanlardan bir tanesi bulunan domateslerde, kenarlı domates ürünlerinde ve öteki meyvelerde mevcut likopendir” dedi.
Hastaların otama sonrası derneşik takiplerinin yapılmasının hayat standardını arttırdığını tamlayan Uzm. Dr. Ceren Barlas laflarını şöyle sürdürdü; “Hastalar risk faktörlerine gereğince düşük, itidalli ve yüksek risk grupları kendisine sınıflandırılarak otama endikasyonu konulmaktadır. Prostat kanserinin anne tedavisi cerrahi veya radyoterapidir. Lokalize prostat kanseri tedavisinde prostata hudutlu tümörlerde, cezrî prostatektomi ve ışın tedavisi neticeleri karşılaştırılabilir düzeydedir. Tedavi sonucu verirken hastalığın evresi, yaş, komorbid emraz ve hastalanmış arzusu delik uğrunda bulundurulur. Yüksek riskli hastalara hormon baskılaması (ablasyonu) ve gereğinde kimyasal otama eklenir. Günümüzde çağcıl ışın tedavisi teknikleri kullanılmaktadır. Yoğunluk ayarlı ışın tedavisi (IMRT) kaynak rehberliğinde yapılıyor (IGRT). Hastaların otama sonrası derneşik takiplerin yapılması maraz nüksünü ve taraf tesirleri er belirleyip hayat standardını arttırabilir”
Bu habere yorum yap...