CUMHURİYET: BAĞIMSIZLIĞIMIZDIR, ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDÜR, ONURUMUZDUR!
CUMHURİYET: BAĞIMSIZLIĞIMIZDIR, ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDÜR, ONURUMUZDUR!
CUMHURİYET: BAĞIMSIZLIĞIMIZDIR, ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDÜR, ONURUMUZDUR!
CUMHURİYET: BAĞIMSIZLIĞIMIZDIR, ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDÜR, ONURUMUZDUR!
Aydınlanmanın ve çağdaşlaşmanın simgesi olan Cumhuriyet’in ilanının 97. yıl dönümünü büyük bir coşku içinde kutladığımız bu anlamlı günde tüm yurttaşlarımızı Cumhuriyet’i sonsuza değin yaşatmaya ve Cumhuriyet ‘i demokrasi ve adaletle taçlandırma mücadelemizi birlikte sürdürmeye çağırıyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ilerici ve akılcı düşünce ve mücadelesi sonunda kurulan Cumhuriyet, sadece yönetim biçimi değil ötesinde bir aydınlanma ve çağdaşlaşma tasarımıdır.
Cumhuriyet‘in ilanı ile; insanlar üzerindeki her türlü dini ve toplumsal baskı kırılmış, aklı, bilimi merkeze alan araştıran, sorgulayan yurttaşlar yetiştirilmesinin önü açılmıştır.
29 Ekim 1923 sabahının Türkiye’sinde mevcut 13 milyon nüfusun 11 milyonu köyde yaşamaktaydı.
40.000 köyden 37.000 tanesinde okul yoktu.
Halkın çok büyük çoğunluğu okuma yazma bilmemekteydi.
Okul yaşı gelmiş her dört çocuktan üçü okula gidemiyordu.
Ülkede toplamda 4894 ilkokul, sadece 72 ortaokul ve 23 lise vardı.
Bütün liselerde sadece 230 kız öğrenci kaydı vardı.
Cumhuriyetin ilanıyla Atatürk’ün hedeflediği “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller” olma ile açılan çağdaşlık ve aydınlanma yolu, bu olumsuz tabloyu hızla değiştirmiştir.
Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet durağan, kökleşmiş fikirlerin hüküm sürdüğü bir rejim değildir.
Çağın gereklerine ve demokrasi anlayışına uygun olarak sürekli kendini yenileyen, tazeleyen bir yönetim anlayışıdır.
Bu yenilenme halinin gerçekleşebilmesi ancak ve ancak, bilimle, demokratik katılımla, iktidarın paylaşılıp halk iradesinin tam tezahürüne olanak sağlayacak politik olgunlukla mümkündür.
Parlamento, ucube başkanlık sistemiyle felç edilmiş, yerel yönetimler halk iradesine karşı gelinerek kayyımlarla gasp edilmiş;
başta sendikalar olmak üzere tüm sivil tolum örgütleri dar bir siyasi görüş ve antidemokratik güvenlikçi uygulamalarla kör, sağır, dilsiz hale getirilerek işlevsiz kılınmış;
eğitim, bilim, kültür ve sanat gibi, bir ülkenin en önemli besleyici damarları gerici bir zihniyetin kör bıçağıyla kesilerek adeta hadım edilmiştir.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilerlemenin, aydınlanmanın, refah ve hoşgörü içinde bir yaşamın karşısındaki “dahili ve harici bedhahlar” tarifi her gün biraz daha varlığını hissettirir hale gelmektedir.
Bizler kuruluşun ve kurtuluşun partisi CHP’nin neferleri olarak bu zor durumdan çıkışın ancak ve ancak halk iradesinin tam tezahürüyle, adil bir gelir paylaşımı ve kültürel zenginliğimizin karşılığını bulduğu, bir arada yaşam pratiğinin tesisiyle mümkün olduğunu biliyoruz.
Atatürk’ün Cumhuriyet’le yaktığı aydınlanma ışığını söndürmeden taşıyacak,
demokratik laik Cumhuriyetimizi sonsuza kadar koruyacağız.
Bu konudaki en büyük güvencemiz halkımızdır.
Daha güzel yarınlar için, yaşamın her alanında çatışma yerine uzlaşmayı, kavga yerine hoşgörüyle gelen barışı, karanlık yerine aydınlığın yanında olmalıyız.
HALKIMIZA SÖZ VERDİK.
Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitlerimizin KURDUĞU CUMHURİYET’ i DEMOKRASİ İLE TAÇLANDIRACAĞIZ.
EGEMENLİK HİÇ BİR SURETLE,
HİÇ BİR KİŞİYE,
HİÇ BİR ZÜMREYE VEYA SINIFA BIRAKILMAYACAK;
EGEMENLİK GERÇEKten DE KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİN OLACAKTIR.
TÜRKİYE’Yİ ÇAĞDAŞ UYGARLIĞA ULAŞTIRMAK BİZİM EN TEMEL GÖREVİMİZDİR.
Cumhuriyet sesimiz, Demokrasi nefesimizdir.
Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyor;
Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ü,
O’nun kahraman silah arkadaşlarını,
bu toprakları yurt yapan şehitlerimizi ve gazilerimizi şükran ve rahmetle anıyoruz.
AV. OZAN VARAL
CUMHURİYET HALK PARTİSİ
TARSUS İLÇE BAŞKANI
Bu habere yorum yap...